Etiket İlanları: 'avrupa yakası escort bayan' (242)

escort ceylan

28 Haziran 2013

Merhabalar. Ben İstanbul Avrupa Yakası,ndan escort ceylan 27.yaşında oldukca güzel fit bir vucuda sahip Esmer, siyah uzun saçlı, bakımına özen gösteren ve temizliğe hijene değer veren escort bayanım…. Kendine güvenen elit cidi beylerin aramasını beklemekteyim. Görüşmelerimi kendi evimde yapıyorum ve beylere özel eskort Masözlük hizmeti veriyorum,,,,,,,,,,, Detaylı bilgi yada randevu için aşağıda ki telefon numaramdan bana ulaşabilirsiniz. Görüşmek dileğiyle. gereksi yere sohbet amacılı aramayın lutfen    TEL.  0539 341 31 81

ataköy escort ceylan

27 Haziran 2013

Escort CEYLAN Ataköy Merhabalar. Ben İstanbul Avrupa Yakası,ndan escort ceylan 27.yaşında oldukca güzel fit bir vucuda sahip Esmer, siyah uzun saçlı, bakımına özen gösteren ve temizliğe hijene değer veren escort bayanım…. Kendine güvenen elit cidi beylerin aramasını beklemekteyim. Görüşmelerimi kendi evimde yapıyorum ve beylere özel eskort Masözlük hizmeti veriyorum,,,,,,,,,,, Detaylı bilgi yada randevu için aşağıda ki telefon numaramdan bana ulaşabilirsiniz. Görüşmek dileğiyle. gereksi yere sohbet amacılı aramayın lutfen ataköy Escort CEYLAN telefon; 0539 341 31 81

ETİLER MANKEN ESCORT ASU

26 Haziran 2013

Merhaba Ben Etiler, Manken, Escort Bayan, ASU ***** 24, yaşında, 1,74/ boy, 54 kiloda, mankenlik yapan, elit, escort bayan, modelim. Avrupa standartlarında, fizik hatlarına ve yüz güzelliğine sahip olduğum için Etiler ve Nişantaşında, alışverişe çıkınca çok dikkat çeken, escort bayan, partnerim . Görüşmelerimi, sadece elit beylerle, yapmaktayım . Dışarıda görüşme yapıyorum, sizin varsa kaliteli semtte evinize, yada 4 – 5 yıldızlı otellerde, gelebilirim . Etiler, Nişantaşı, ataköy, ataşehir, Beşiktaş, Tarabya, Bebek, semtlerede, gelebilirim . Sohbetimle kibarlığım ve kalitemle beni diğerlerinden hemen ayıracaksınız. Elbise dolabımı sizin için özel zevkli modacım hazırladı. Gerçek, elit escort, eşlik servisi ile, size davette, kokteyl, yemek , tatil gezisi, eğlence programlarınızda eşlik edebilirim . Kaliteyi asla ucuza bulamazsınız.. Etiler, Manken, Escort Bayan, ASU…                TELELEFON : 0539 333 61 18       

CİFT ESCORT EDA/ ELA

biz iki bayan arkadaş ESCORT  ela ve eda istanbula yenı taşındık ve istanbullu beylere hizmet etmek için buradayız 175 boyunda 58 kilo 172 boyunda 56 kiloda beyaz tenli hoş sohbet ve sempatik iki bayanız kendi evimiz musait olmadıgı ıçın şimdilik 4 – 5 yıldızlı otellerde yada güvenligi olan sitelerde rezitans larda görüşmelerimizi yapıyoruz hayalledebilecegınızden fazla fantazilere sahibiz fantazi kıyafetlerimiz mevcuttur anal sex asla teklif etmeyiniz ancak kondom sorunumuz yok yanı prezervatifsiz ilişkiye girmiyoruz anadolu yakası yada avrupa yakası bizim için fark etmez en önemli konuda ciddi elit ve kariyer sahibi beyleri tercih ediyoruz tüm detaylar için bizi arayınız not : lütfen gereksiz ve sohbet için aramayınız sms lere cevap vermiyoruz,, ilan suresı doldu

İSTANBUL ESCORT BAYAN İLANLARI

24 Haziran 2013

Selam ; ben avcılar.dan escort suderin Yaş :23  Boy:1.69  :Buğday tenli ,  sacrengım Bal köpüğü Her zaman farklı olan ve fark yaratan yapıcı ve yaratıcı bir bayanım.,,,, Hayatı ve yasamayı seven hiper aktif marjinal yenilikci tabuları olmayan uçuk kaçık ,sözde değil özde kaliteli biri seviyeli kendime ve karşımdakine her zaman saygısı olan samimi ve icten bir escort  bayanım. Lütfen bana ulaşmak için: Gereksiz mesajlar atmayınız okumadan siliyorum. Uzaktan aramayınız lütfen ‘ya gelince arayınız. kondomsuz ilişki talebinde bulunmayınız hijyen ve sağlık olmazsa olmazlarımdandır. fotoraflarım konusunda kesinlikle bana ait.!! sizmisiniz diye sorular sormayınız.

istanbul escort bayanlar (2)

istanbul escort bayanlar

23 Haziran 2013

  istanbul escort bayanlar Lauren kollarının sıcaklığına biraz daha sokuldu. Mırıl- danarak, “Nasıl yani?” diye sordu. “Şanslı gcccmdc miyim?” “Hayır,” diye uykulu bir şekilde yanıtladı Lauren. Nick, “Ben de öyle düşünmüştüm,” diyerek güldü. Geri çekilip Laurcn’ın uykulu suratına baktı ve üzgün bir şekilde başını salladı. “Gel hadi… Ayakta uyuyorsun.” Ko- lunu omuzlarına dolayarak onunla eve doğru yürümeye başladı. “Bay Numbers’ı sevdim,” dedi Lauren. Nick ona yandan, neşeli bir bakış attı. “Aslında adı Ma- son. Numbcrs sadece takma adı.” “O bir matematik dehası,” dedi Lauren hayranlıkla. “Ayrıca çok hoş biri. İçten ve…” “Bir bahisçi,” diyerek cümleyi tamamladı Nick. “Ne?” Lauren şaşkınlıktan neredeyse sendelemişti. Saatin geç olmasına rağmen evin tüm ışıkları yanıyor ve parti tüm heyecanıyla devam ediyordu. Nick ön kapıyı açıp gürültülü kahkahalar etraflarını sararken, “Bu insan- lar hiç uyumaz mı?” diye sordu Lauren. Gelişigüzel bir şekilde manzarayı gözden geçiren Nick, “Ellerinden gelse hiç uyumazlar,” diye yanıtladı. Hizmet- çilerden birine Lauren a hangi odanın verildiğini sordu ve sonra onu merdivenlerden yukarı çıkardı. “Bu gece Koy’da kalacağım. Yarın tüm günü birlikte geçiririz… Baş başa.” Lauren’ın odasının kapısını açıp ekledi: “Arabanın anahtarları uşakta. Fek yapman gereken anayola çıktığında kuzeye dönüp üç buçuk kilometre ilerledikten sonra sol- daki ilk yola sapman. Koy yolun sonunda… Zaten oradaki tek ev… Gözünden kaçması imkânsız. Saat on birde orada ol.”Kendinden böylesine emin bir şekilde Koy’a gitmeye razı olacağını ve istediği her şeyi yapacağını düşünmesi, Lauren’ı çileden çıkartırcasına eğlendirmişti. “Orada se- ninle yalnız kalmak isteyip istemediğimi sorman gerekmiyor mu?” Nick hafifçe çenesine dokundu. “İstiyorsun.” Dokuz yaşındaki bir çocukmuş gibi ona gülerek hafifçe dalga geç- ti: “istemezsen, anayola çıkıp güneye dönerek Missouri’yc gidebilirsin.” Kollarını etrafına dolayıp onu uzun, ateşli bir şekilde öptü. “Yarın on birde görüşürüz.” İçine dert olan Lauren arsızca ona karşı çıktı. “Missouri’yc gitmeye karar vermezsem.” Lauren, Nick gittikten sonra dudaklarında isteksiz bir gülümsemeyle yatağına gömüldü. Nasıl olur

SEVGİLİYE NAMELER 2

SEVGİLİYE NAMELER 2

21 Haziran 2013

SEVGİLİYE NAMELER 2 Leo Jogiches Litvanya’dan geliyordu. Litvanya’nın başkenti Wilno’nuıı kendine özgü bir toplum yapısı var- dı: Litvanyalılar, Polonyalılar ve Museviler, her biri zen- gin birer kültürel güç olarak Ruslaştırma karşısında zorlu bir savaş vermekteydiler – sosyalizmi ve devrimi özellikle çekici kılan bir savaştı bu. Jogiches 1867’de zengin ve ünlü bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş ti. Büyükbabası Jakub’un evi Wilno aydınlarının bu- luşma yeriydi. Babası Samuel, Leo daha çok küçükken ölmüştü. Leo, annesi Zofia’yı taparcasına severdi; an- nesinin varlığı yaşamı boyunca Leo’nun en büyük güç kaynağı olacaktı. 1898’de annesi öldüğünde. Luxem- burg’a «…artık kimsem kalmadı.» diye yazacaktı; oysa kızkardeşi Emilia ile erkek kardeşleri Josef ve Pavel Rolo VVilno’da yaşamaktaydılar. Jogiches liseden ay- rılıp işçi olmuş, kendini devrime adamıştı. 1888*de ey- lemlerinden ötürü birkaç ay tutuklu kalmış, 1890’da da yurt dışına kaçmıştı. Bağımsız geliri ona dışarda ayrı- calıklı bir konum sağlıyordu: bir baskı makinesi satın alabiliyor, parti yayınlarının giderlerini ve Luxemburg’ un geçimini üstlenebiliyordu. Para ikisinin ilişkisinde her zaman için bir sorun, mektuplarda sık sık değinilen bir konuydu. Bir egemenlik boyun eğme ilişkisi bağla- mında hem sembolik hem de psikolojik bir anlam yük- leniyordu. Wilno’daki günden güne sürdürülen yeraltı faali- yetinden uzak düşen Jogiches. İsviçre’deki Rus siyasi kaçakları ile de bir fikir birliğine varamadığından, Pa lonya’daki harekete ancak Luxemburg aracılığıyla ka- tıldı. 1914’e kadar SDKPİL’in Merkez Komitesi üyeliği dışında politik bir eylemi olmadı. Partinin mütevazi bo- yutları (1893’te 200 üyesi vardü-Jogiches’in siyasi tut kularını karşılamaktan elbetteki çok uzaktı. Her ikisi- nin de Zürih Üniversitesi’nde öğrenci oldukları 1890 – 1897 yılları boyunca ayrı evlerde, ama, istediklerinde bir- birlerini kolayca görebilecekleri uzaklıkta yaşadılar 1893’te. yirmi üç yaşındaki genç kadının bir toplulukönünde yaptığı ilk konuşma, Sosyalist Enternasyonalin Üçüncü Kongresi’ndeki konuşması, bir olay olarak ni- teleniyor ve Luxemburg bir yıl sonra SDKP’nin yayın organı olan İşçi Davast’mn (Spraıoa Robotnicza) genel yayın yönetmenliğine getiriliyordu. Gazete,

muzlu pasta 9

muzlu pasta 9

muzlu pasta  9 EYVAH! GEÇ KALIYORUM! “Hayatı seviyor musun? öyleyse zamanını israf etme, çünkü hayatın yapıldığı madde zamandır.” Benjamin Franklin Bu paniğin en bilinen belirtilerinden biri “Bu ilişki nereye gidiyor?” sendromudur. Bir ilişki sürdükçe sürüyor ve ufukta evlilik görünmüyorsa, o zaman durup bir düşünmelidir, iliş- kinin sonu bir yere varmayacaksa, vakit kaybetmemelidir. İşte bu psikolojiyle güzelim ilişkiler bir çırpıda bitirilir. İçimizde, “Sonu nereye varırsa varır. Mühim olan yaşanı- lan güzel anlardır.” deme cesaretini gösterebilen aslan yürek- lilerin sayısı pek azdır. Öylesine şartlandırılmışız ki. Çocukluk günlerimizden beri, oyuncak olarak elimize hep bebekler, plastik çay-kahve fincanları, küçük ocaklar, tencere- ler filan verilmiş. Bebeklerimizi pışpışlamış, altlarını temizle- miş, saçlarını taramış-örmüş, onlara kıyafetler dikmişiz. Haya- li misafirlerimize görünmez yemekler pişirip boş tabaklarda ikram etmişiz. Gelecekte üstleneceğimiz “anne”lik rolüne daha o zaman- dan, böylece hazırlanırmışız. Gelecekte izleyeceğimiz yol, yani evlenip çoluk çocuğa ka- rışmamız gerektiği, bilinçaltımıza böylece işlenirmiş. Kafalarımızın içinde bu kayıtlarla yaşarken, toplumda ya- şanan model yine bu iken korkmamak mümkün mü? Üstelik anne-babalann endişe dolu bakışlarını üzerinde hissederken, yakın arkadaşlann teker teker bekârlığa vedaBanu özdemir 85 edişlerine şahit olurken, sağdan soldan otuz beşinden sonra çocuk doğurmanın riskli olduğunu duyarken ve tüm bunlar olduğunda hâlâ bekârken… Panik olmamak mümkün mü? Kimilerimizin omuzlan bu baskılar altında gün geçtikçe daha bir çöker. Kimilerimizin önceliği her şeye rağmen hâlâ kariyeridir, bu baskılan duymazdan, görmezden gelir. Ne var ki bu baskılar gerçekten çok kuvvetlidir. En baba- yiğidin bile üzerine kâbus gibi çöker, perişan eder. Sanıyorum bu konuda en zorlandığımız anlar, işyerinde iz- lemek zorunda kaldığımız “hamilelerin geçit törenlerf’dir. Özellikle büyük şirketlerde -nüfus kalabalık olduğu için- hamileler hiç bitmez. Evli genç kadınlar arka arkaya hamile kalırlar. Hatta öyle bir denk getirirler ki (bu ayarlama nasıl ya- pılır, aralarında bir danışıklı dövüş mü vardır, bir bilen varsa lütfen söylesin!) aynı anda -biri hamileliğinin başında, biri or- tasında, biri de sonunda-

muzlu pasta 8

muzlu pasta 8

15 Haziran 2013

muzlu pasta 8 Neleri Dert Ediniriz? —    Ben ona “Aşkım” yazdım, o bana cevabında “Canım” dedi. Acaba çok mu anlam yükledim? Aynı şeyleri hissetmi- yor muyuz? Belki de hissetmiyoruz ve beni frenlemek isti- yor… —    Nereden çıkarıyorsun bunları canım yaaa… Belki işte başı çok kalabalıktı ve bir çırpıda yazdı… Bence boşuna endi- şeleniyorsun… Hem zaten erkekler bizim kadar duygu yüklü olamıyorlar, canım-cicim yapamıyorlar ki… —    Ama bak bitirirken ben ona “Muckssssssssssss” yazmış- tım, o bana “Öptüm” demiş…. Yok yok, beni sevmiyor gali- ba… Üffffff… Daha Daha Neler Konuşuruz? —    İlk g-sfringimi 96 yılında giymiştim. —    96 mı? O zamanlar g-string var mıydı ki? Ben sanıyorum 99’da filan giydim… —    Vardı vardı ama yeni çıkmıştı. Öyle çok yaygın değildi. Nasıl rahat ettim, anlatamam. —    Ay gerçekten çok rahatlar. Şimdi eski tipler bana baba- anne çamaşırı gibi geliyor. Giyenleri resmen küçümsüyorum! —    Sen her gün mü giyiyorsun? Ben periyodik günlerde ra- hat edemiyorum ama. —    Yooo… Ben gayet iyiyim. Hiç üstümden çıkartmıyorum. —    Erkeklerde de boxer\ar hoşuma gidiyor benim. —    Aaa, benim de hoşuma gidiyor bak. Ama bazısı çok ra- hat edemiyormuymuş ne? Halbuki ne rahat görünüyorlar de- ğil mi?—    Evet evet… Ben de duydum, bazısı sevmiyormuş. Eski erkek arkadaşım baba tarzı giyiyordu, gittim bir düzine boxer aldım… —    Ayıp olmuştur çocuğa! —    Aman ne olacak canım! Bir de onların yanına çeşit çeşit atletler almıştım; V yakalısı, yuvarlak yakalısı… —    Ay benim bir de Calvin Klein tarzı çok hoşuma gidiyor… Offf nasıl seksi duruyor anlatamam…HOŞGELDİN OTUZ YAŞ “Bizim neslimiz Büyük Depresyonu ya da Büyük Savaş’ı yaşamadı Bizim savaşımız ruhsal bir savaş. Bizim depresyonumuz kendi hayatlarımız…” Tyler Durden-“Fight Club” Otuz yaşın kapıyı çaldığı gün, yirmi dokuzdan otuza sade- ce bir yıl geçmiş olsa da, insan beton duvara çarpmış gibi olu- yor. Bu yeni yaşa adapte olabilmek başlangıçta zordur. Aynaya bakılır. Evet. Ufak-tefek çizgiler,

duyguların rengi 1

duyguların rengi 1

25 Mayıs 2013

duyguların rengi  1   Açın gazeteleri, dergileri sayfa sayfa zayıflama diyetleri, şişmanlığın tehlikeleri bir yanda. Öte yanda “Ne kadar za- yıf, o kadar güzel” haberleri, adeta bir deri bir kemik kadın görüntülerine övgüler… Gözden kaçan küçük haberler, “Yediklerini kusarak formunu koruyormuş” yazan ve alnn- da bir diyet listesi, bir diyet ürün reklamı, koca bir manşet: ŞİŞMANLIK KÖTÜDÜR, SAĞLIKLI VE HEMEN ZA- YIFLAYIN”. Evet, şişmanlık gerçekten kötüdür ve hastalık olabilir. Peki ya zayıflık hastalık olabilir mi? “Bedeninizin başkaları tarafından nasıl görüldüğü” sorusunun ön planda olduğu ergenlik dönemindeyseniz, günün modası zayıf kadınsa, aç- 108tığınız her yerde zayıf mankenler görüyorsanız, hele hele te- levizyon seyrederken, o zayıf mankenlerin çok beğenildiği- ni gözlüyorsanız; zayıflık bir hastalık haline gelebilir. Tüm bunlar, anne-çocuk ilişkisinde sorun, bağımsız olma isteği, kendi bedenini kontrol altına alma gibi psikolojik etkenler- le birleşince ortaya tedavisi zor, sonucu pek de hoş olma- yan bir şekilde zayıflık, anoreksiya nervoza hastalığı olarak belirebilir. Nedir anoreksiya nervoza? Yaş ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda bu- lunmasına karşın, kilo almaktan ve şişman olmaktan aşırı korkmadır. Beden görüntüsünü doğru değerlendiremeyip, daha zayıf olmak için yemek kısıtlama, aşırı egzersiz yapma, yediklerini isteyerek çıkarma (parmakla, ilaç kullanarak vb) durumudur. Daha çok zamanımızın hastalığı olarak belir- miştir. Beslenme bozukluğu ve intiharlar nedeniyle ölüm- ler olmaktadır. Daha çok genç kız ve kadın hastalığıdır. Er- keklerde az görülür. Arada tıkınırcasına yeme süreçleri ol- duğu zaman hastalığın adı “bulimia nervoza” olarak belir- lenir. Bu gençler genellikle bağımlı, mükemmeliyetçi genç- lerdir. Başarılı, ailenin beklentilerine iyi yanıt veren uyum- lu çocuklardır. Nasıl tanırız? Daha önce şişman olsa bile, artık normal, hatta normal- den zayıf görünen biri, hâlâ şişman olduğunu ve zayıflama- sı gerektiğini söylüyorsa bir daha düşünmeli. Hele bu kişi15-25 yaş arasındaysa, yeme düzeni bize garip geliyorsa dik- katimiz artmalı. Bu hastaların kendiliklerinden doktora gitmeleri nadir- dir. Çoğu kez aşırı güç kaybı,

Sayfa 2 of 25 1 2 3 4 25