DUYGULARIN RENGİ 2-
DUYGULARIN RENGİ 2- ne işe yarayacaklarını bilemez haldeler. Çalışanlar umut- suz, işlerinin geleceğini göremediklerinden, işsizler umut- suz, isteklerine kavuşamadıklarından. Siyasiler umutsuz, yazgılarını başkalarının başarılarına bağladıklarından. Yaş- lılar umutsuz gençlere güvenemedikleri ama onların gele- cek olduklarını bildiklerinden. Toplumca depresyonda mıyız? Biz mi yitirdik umutları- mızı yoksa birileri umudun yaşayanlar için olduğunu bili- yor ve doğrudan yok etmek yerine, umutlarımızı mı çalıyor- lar? Gasp, hırsızlık ve suç arttı, sokaklar güvensiz, evimiz bile güvensiz diye düşünmeye başladıysak, aslında umutla- rı olmadığı için sokaklarda olan bir avuç sokak çocuğunun felaketimiz olacağına inanmış, sokakları onlara değil, onla- rı sokaklara teslim ettiğimiz gerçeğini bile gözden kaçıracak kadar yılmışsak, ülkemizin gücünü, varlığımızın gücünü unutmuşsak, umutlarımızı, mücadele gücümüzü çalmaları- na izin vermişiz demek ki. Umutsuzluk karanlık bir duygu. Karanlık içinde kalma- ya da, bırakılmaya da karşı çıkmak gerek. Umutsuzluğun nedeni depresyonsa önemli değil, doktoru var, tedavisi var. Ama umutsuzluğun nedeni başkalarıysa sakın izin verme- yin, çünkü çalınan, umutlarınızla birlikte geleceğinizdir.Özlenene nasıl ulaşılmaz nitelikler yüklemiş yazar: “Ba- şımın tacı, canım efendim, görünmez çığlıklarımı gören…” Hep öyle değil midir.7 Özlenen ulaşılamayandır, ulaşılmaz- dır. Bildiğimiz, duyduğumuz, hissetiğimiz olumlu, büyüsel, olanaksız her şey ona aittir. O muhteşemdir, çünkü bizim özlemimizdir, özlediğimizdir, kavuşamadığımız, elde ede- mediğimiz belki de yitirdiğimizdir. Yanımızdayken anlaya- madığımız, belki de hiç bizim olmayan ama dinlediğimiz, dinlediklerimizi dillendirdiğimiz, dillendirirken değiştirip, hayallerimizi eklediğimiz, onun için özlediğimiz. En çok bahsedilen, yazılan, çizilen sevgiliye ve sılaya öz- lemdir. Sevgili, sevenin aynası olduğuna göre, sevgiliye öz- lem biraz da kendimize özlemdir. Aslında özlemlerin en büyüğü kendimize duyduğumuz özlemdir. Eski halimizi öz- leriz, neşeli halimizi özleriz, mutlu halimizi özleriz, hatta bazen hüzünlü halimizi bile özleriz. Üstelik hepsinin biz ol- duğunu, hepsini seçenin, hepsini yaşayanın biz olduğumu- zu unutarak, üstelik belki bir gün sonra bugünümüzü de özleyeceğimizi fark etmeden, düşünmeden özleriz. Aynen sevgiliyi özlemek gibi. Yanımızdayken, bizimken, yaşanır- ken hiç özlenmeyecekmiş gibi gelirken, özlemler küçük se- …
ALDATMA ,4
ALDATMA ,3 çıktıkları o gençlik günlerini hatırlatan yerler onlara ne kadar yol aldıklarını, bunu mutlulukla, hiçbir şeyden utanmak zorunda kalmadan yaptıklarını gösteriyordu. Birçoklarının aksine başarı, onlara utançla değil övünçle gelmiş, uzaklaşan gençliğin yerine gururla koyacakları büyük bireysel zaferler kazandırmıştı. Yıllar boşuna geçmemişti, bunu görmekten, bunu hatırlamaktan, bunu birlikte el ele yaptıklarını fark etmekten hoşlanıyorlardı. Aydan, terasın eskimiş tahta parmaklığına yaslanıp, berrak suyun içinde sürüler halinde telaşla bir yerlerden bir yerlere giden, aniden keskin dönüşler yapan küçük balıklara, suyun içinde kırılarak parlak çizgiler çizen güneş ışıklarının vurduğu dipteki yassı taşlara bakarken, Halûk yemekleri ısmarladı. Aydan başını kaldırdığında Halûk’un yüzündeki ifadeden önemli bir şey söyleyeceğini anladı. Halûk önce masadaki sepetten bir dilim ekmek aldı, bir parçasını kopanp ağzına attı, Aydan sabırla onun konuşmasını bekliyordu. Böyle zamanlarda beklemek gerektiğini öğrenmişti. Sonunda Halûk sanki kendisi için hiç de önemi olmayan bir şeyden söz eder gibi sakin bir sesle konuştu: — Başhekim ayrılıyor. Aydan sesini çıkarmadan bekledi. — Yerine beni düşünüyorlar. Aydan bu sefer dayanamayıp heyecanla sordu: — Başka kim var? Halûk gülümsedi. — Kardiyolojiden T^nk Pınargil. Bir sessizlik oldu, ancak bir karı kocanın birbirine bakabileceği gibi, birbirlerinin duygularını an- layarak, paylaşarak, aynı tedirginliği ve aynı isteği duyarak baktılar. Halûk’un adını söylediği doktor, hastanenin yıl-dızlarındandı, Halûk nöroloji bölümü için neyse o da kardiyoloji için oydu, üstelik Halûk’tan farklı olarak Amerika’nın en ünlü okullarından birinden mezundu ve babası da çok ünlü bir doktordu. Bir süre sustular. İkisi de başarılı bütün insanlar gibi gerçek bir başarıyla karşılaştıklarında saygı göstermeyi, başarının kolay elde edilir bir şey olmadığını öğrenmişlerdi. Gerçekten başarılı bir insana saygı göstermek, onun hakkını vermek, kendi başarılarına da saygı göstermek, kendi haklarını da korumak anlamına geliyordu. Aydan usulca, “Ama sen daha eskisin hastanede,” dedi. Halûk yeniden gülümsedi. — Aslında benim şansım daha fazla. Sonra karısının yüzüne baktı. — Ama karar veremiyorum… Başhekim olursam artık ameliyatlara girmeye …
ALDATMA ,3
ALDATMA ,3 bir çocuk gibi mahzunlaşarak yalnız dolaşırdı. Bu yalnızlıktan yakınmazdı ama hiç olmazsa kocasının paylaşmaya yanaşmadığı bu konulara karışmamasını isterdi. Halûk’un, küçük kıza para vermesini küçümseyen bakışına ve akılla açıklanamayacak o davranışını eleştiren sözlerine duyduğu kızgınlığı dile getirmedi, hiç cevap vermeden, konunun kapanmasını bekleyerek pencereden dışan bakıp, o küçük, önemsiz kızgınlığı, ruhunun bir yerlerinde taşıdığı ve içinde açığa çıkmamış minik öfkelerini biriktirdiği kesenin içine atıp unutulacak duygular arasına terk etti. Selin’i annesine bırakıp çıktıklarında Aydan kızgınlığını unutmuştu bile. Küçük balıkçı köyündeki tahta masaları örtüsüz eski meyhaneye gittiler. Sakin kıpırtılarla sahile usul usul çarpan denizden huzurlu bir serinlik yayılıyordu. Karşı kıyıdaki tepeler sessizdi. En telaşlı ruhları bile yatıştıracak bir sükûnet vardı çevrede. Bu lokanta, onları, her geçen gün, her yeni başarı ve banka hesaplanna yatan her yeni parayla biraz daha uzaklaştıklarını hissettikleri gençliklerine ve geçmişlerine bağlayan küçük bağlardan biriydi. Hayatlarından, başanlanndan ve zenginliklerinden memnundular, bunu değiştirmek ya da eski günlerine dönmek gibi bir arzuları da, özlemleri de yoktu ama gene de başarıyı tutkuyla hayal ettikleri o eski günlerinden tümüyle kopup ayrılıyorlarmış duygusunun içlerinde yarattığı, o anlaşılmaz, hatta genellikle fark edilmez hüznü, böyle eski anılarından kendilerine kalmış yerlere baş başa giderek yatıştırıyorlardı. Gençliklerinden kopmamak, onu hatırlamaktan ve yaşamaktan korkmamak onların başarılarını daha da önemli kılıyordu. Başarıyı bulmak için yola bir çocuk gibi mahzunlaşarak yalnız dolaşırdı. Bu yalnızlıktan yakınmazdı ama hiç olmazsa kocasının paylaşmaya yanaşmadığı bu konulara karışmamasını isterdi. Halûk’un, küçük kıza para vermesini küçümseyen bakışına ve akılla açıklanamayacak o davranışını eleştiren sözlerine duyduğu kızgınlığı dile getirmedi, hiç cevap vermeden, konunun kapanmasını bekleyerek pencereden dışan bakıp, o küçük, önemsiz kızgınlığı, ruhunun bir yerlerinde taşıdığı ve içinde açığa çıkmamış minik öfkelerini biriktirdiği kesenin içine atıp unutulacak duygular arasına terk etti. Selin’i annesine bırakıp çıktıklarında Aydan kızgınlığını unutmuştu bile. Küçük balıkçı köyündeki tahta masaları örtüsüz eski meyhaneye gittiler. Sakin kıpırtılarla sahile usul usul çarpan …
ALDATMAK 2
ALDATMAK 2 Halûk’a, “Hazırlan artık istersen, annem bekler,” demesi, yemekleri buzdolabına yerleştirmesi, üstüne ne giyeceğini düşünmesi, oyalanan kocasına alışılmış bir biçimde içinden hafifçe kızması, evinin gizli hâkimi olduğunu hissetmesi, pencerelerden görünen ilkyaz güneşinin ışıklarının halıya düşmesi, bütün bunlar, bu minicik, önemsiz ayrıntılar bir araya geldiklerinde güçlü bir sığınak oluşturuyorlardı onun için. Biraz önce hissettiği utancı, aşağılanmayı, hatta adamın küstahlığına duyduğu kızgınlığı unuttu. Duygularını inciten bir görüntü günlük hayatın ıvır zıvırı altına bir daha çıkarılmamak üzere gömüldü. Eğer, kendi haline bırakılsaydı bir daha o adamı belki hatırlamayacaktı bile. Hep birlikte evden çıktılar. Geniş caddenin köşesindeki trafik ışıklarında durduklarında, kirli yüzlü, yırtık fanilalı, tozlu saçlı bir çocuk kalabalığı yoksulluktan arsızlaşmış gözleriyle bulanık bir su gibi dalgalanarak arabanın çevresine üşüştü, ellerindeki paçavralarla pencereleri silmeye çalışıyorlar, bir yandan da verileceğini sandıkları parayı kapabilmek için kemikli, sıska dirsek-leriyle birbirlerini itiyorlardı. Hayata yenik başlamışlar, asla üstesinden gelemeyecekleri o yenilginin içinde çocukluklarını bile yitirmişlerdi. Yoksullukları da, arsızlıkları da iç acıtıcıydı. Halûk, çevresinde kaynaşan o zavallı çocuk kalabalığını görmüyormuş gibi gözlerini yola dikmiş dümdüz bakarak yeşil ışığın yanmasını bekliyordu. Aydan, birisini arar gibi çocuklara bakarken, biraz ilerde duran mavi gözlü küçük kızı gördü, kirden kararmış yanaklarında biraz önce ağladığını gösteren ince, beyaz izler görülüyordu. Öbür çocukların arasına katılmamıştı, bir direğe dayanmış duruyor- du, ya utanıyordu dilenmeye ya da onlarla boğuşacak gücü yoktu. Minicik sıska yüzünde olduğundan da büyük görünen iri gözleri dargın bakıyordu. Aydan kıza eliyle gelmesini işaret etti. Acıklı bir telaşla koşarak geldi küçük kız. Çantasından çıkardığı parayı verdi. Halûk, başını çevirmeden yan gözle bakmıştı verdiği paraya. Kız, parayı alıp şaşkın ve sevinçli bir bakışla uzaklaşırken, Halûk gözlerini ışıklardan ayırmadan, “Senin içini rahatlatmaktan başka ne işe yanyor verdiğin para?” demişti. Bazen böyle önemsiz cümleler Aydan’ın içinde, çabucak geçeceğini deneyimleriyle bildiği, küçük öfke çalkantıları yaratıyordu. Onu kızdıran söylenen sözler değildi; asla açıklayamayacağı, kimseye söyleyemeyeceği gizli bir duygusunun bir …
sexsin ve cinsiyetlerin evrim.!
sexsin ve cinsiyetlerin evrim! cinsel -seksüel- secilim nedir. tabiattaki öneminelerdir. günümuzde cinselik zannediyoruzki butun ınsanlar tarafından tarışması bir bicim evrim kuram nın.temel olarak rastgele olmayan ciftleşme denen.bu olay.da darwin.im,nde kulandı ad ıle cinsel -sesüel-secilim olarak bılınmektedir.cinsel secilimerim.in şimdi ye kadar kesfedilen tartışmasız bryere sahiptir..tabihayata hangi canlıya bakarsanız bakalım elbete cinsel secilim görürüz. az ve cok olarak budan bilim dilinde üzerindeki cinsel baskı denir.egerki doğada tarasız ve objektif nereye baksanız tum canlılarda telemınde ıkı amacı olğunu görürsünüz hayata kalmak ve sexs -üremek, Doğada hangi canlıya bakarsak bakalım, mutlaka cinsel seçilim görürüz; az veya çok olarak. Buna bilim dilinde bir tür üzerindeki cinsel baskı denir.bir düşünelim en konpelskve zihinsel acıdan gelişmiş olarak gördümuz (insan) bile sanat üretebiliyor olması edebiyat yapabılıyor dua edebiliyor dunyayı keşvediyor.uzaya el atıyor kariyer sahbi oluyor holdinglerin başına gecebılıyor ülkereri yonetebılıyor.hata emeliniz olarak hayata başarı ve hayata kalma ıcın elınden gelenı yapıyor yukarda bir kac cumlesini yazdiğmiz bır tek nokta haric. ne solerseniz soleyin onu yapmadan hayata kalabilyormu.biyolojik olarak varlıgını surdurebılıyormu.belki bazıları icin bir anlamı olmaya bılır fakat yeryuzunde insanların tamamı üremeketen vaz gecrlerse dünya en fazla 80/100 yıl icinde ınsan nesli tukenmesıne neden olur Bunu, eşeysel olarak üreyen tüm canlılara genelleyebiliriz. Doğada her hayvan, ilk olarak doğumundan ölümüne kadar yaşam mücadelesi verir. Sonradansa üreme mücadelesi… Üreme mücadelesi, dediğimiz gibi, türlerin bazı bireyleri üzerinde cinsel baskı dediğimiz unsuru oluşturur. Bu, karşı cinsi etkileyebilmek için bir bireyin sahip olması gereken özellikler ve bu özelliklerden olan sapma miktarı olarak değerlendirebilir. Çünkü doğada bireyler, çiftleşebilmek için birbirleriyle mücadele etmek durumundadır. Ve bazı özelliklere sahip olan bireyler, diğerlerine göre daha avantajlı konumda olurlar ve üreme şansları artar. Cinsel seksüel üce ayrılır. 1 Intrasexual Selection (Aynı Cinsiyettekiler Arası Dövüş) 2) Intersexual Selection (Eş Seçimi) 3) Sexual Conflict (Eşeysel Çatışma) İlk madde genellikle doğrudan erkeklerle ilgilidir ve genelde dişilere arası mücadele görülmez elbette doğada …
isvez.de erkek kıtlğı cinsel krizden taşraya koşuyorlar
ülkenın buyuk kentlerinde yaşayan kadınlar aşkı bulmak icin taşraya koşuyorlar,, falkenberg,ğöteborg harnösand,gibi buyuk kente yaşayan 20 yaş ıla 30 yaşlarında uygun bır patner bulmak iyice zorlaştı.çop cata şirketelri dvreye gırdıbu şirketler otobust lerı 20/30 yaşlarındakı guzel kızları erkelerın yogun oldgu taşra bolgereler tur lar duznelıyerek bu kızlara uygun patner bulmak ıcın tataıl amcıl oraya yonlendıryorlar,, taşarda.kadınların oranı erkelerden daha dusuk bolgelerı secerek bu guzel kızlara oralarda uygun patner bulmaları konusundada eğitım verıyor,, hafta sonu duzenlenen partıdacok şukurkı o bir taşra erkegi adlı turlarla daç 8 saatlık bır flort yaşıyorlar.brie petseb.ın aklına Queeresland,bir kasabada yaşayan arkadaşların zıyeret edkten sonra böyle bır fıkır doğmuşbır gece bada oturken bar sahbı götebork ve falkenberg.dekı bekar kadınlar kendılerını ciftcilere tanıştırmasın ısteyenduznelı mektublar aldığını anlatmış ve o dogrultude bole bır orgazıasyon ıcerınıse gırmış.ve bayağı un sahbı olmuş bu orgaziasyonla ve sırada kı organizasyon dul kaadınlara yapacakmış,,
avcılar lolita escort sedef
avcılar escort sedef ;İstanbul Avrupa Yakasında escort bayan olarak çalışan 1/70/ boyunda, 55/ kilo 19/yaşında / yaşında zarif her zaman çok bakımlı ve şık giyinen bir bayanım.Her insan sevdiği ve başarılı olduğu işi yapmalı. Bende bu işi severek yapıyorum.Ruhsuz escort bayanlar dan değilim.Bacaklarıma dokunulmasından çok tahrik oluyorum.Herhangi birisine bağlı değilim. Tek olarak çalışıyorum,Her bayan güzel olmak için bakımını yapar ama bazı şeyler doğuştan gelir. Oldukça güzel bir bayanım. mutlu olduğum her şartta seks yapılması gerektiğine inanıyorum.benimle sende bu mutluluğu yaşamak istersen beni ara seninle zirveye çıkalım. Not:Anal ve korumasız seks yapmıyorum.Lütfen teklif dahi etmeyiniz.,,avcılar lolita escort sedef
anadolu yakası escort mina
Escort Mina Anadolu Yakası göztepe ,,,,,. buğday tenli, 1,,65 / boyunda //23// yaşında,,,// bakımlı Alımlı hoş bir bayanım /,,,, Görüşmelerimi göztepe.deki… deki kendi evimde yapıyorum .,, . .Ayrıca ,,/*4-/5/ *otellerde de görüşme yapıyorum ,,,Güzel sıcacık samimi vakit geçirmek için tek yapmanız gereken zaman kaybetmeden aramaktır,,, sizlere unutulmaz anlar yaşatmam ..ve sizleri ..bır dost beır sevgılı edası ıle ..karşılayan ,,benıde dıyer escort bayan..lardan ayrıan özelık bu dost yanlısı sevecen ve bır daost -sevgıl,,yabancılk cekmeden sızde bır sevgılınızı zıyeret eder gıbı yanıma gelmenız…artık gelıncede sızlere neler neler yapacagım .analatmıyrum anlatılmaz sadece yaşanır ve guzel ..yaşanan anılarda kalır.. dıyorum ve haydı aramanızı beklıyorumm anadolu yakası göztepe escort mina,,,,
ANADOLU YAKAS ESCORT SİTELER ;
selamlar anadolu yakası escort bayan sevim ,,,, 26 yaşında 1.70 boyunda ,,alımlı güzel sexsi hoş sohbet senpatik escort bayanım isteklerinizi tamamen uyacak say skor sınırı olmadan benımle rahatca yaşayabışlırsınız…anadolu yakası escort bayan sevim siz elit beylere hzımet edmekteyım,,,,, anal ve gondomsuz ilişkiye girmıyorum ,fakat super oralaım ve ön sevişmelrım ,,meşhurdur,,silere bir telefon kadar yakınım …anadolu yakası göztepe escort sevim..
AVCILAR ESCORT BURCU
merhaba beyler;ben avcılar.dan yeni escort burcu,, 25 yaşında /165 boyunda 50 kıloda.bugday tenli sexsi cıtır escort bayanım ,,görümlerimi avcılar.dakı kendı yerımde yapmaktayım,,anal ve gondomsuz ilişkiye girmiyorum..ne istediğini bilen elıt beyleri mısfır edmekteyım,,yaptıklarım: on sevişme oral/degişik pozisyonlar,yapmaktayım,,sexs tutkunu..bir bayanım..benimle ucmak isteyen beylere.bır telefon kadar yakınım,irtibat telefonum.. ilan suresı dolmuş ılan vıtrın modellerımnze bakınız..