Webcam Show ❤️

Webcam Show

duyguların rengi 1

duyguların rengi 1

25 Mayıs 2013

duyguların rengi  1   Açın gazeteleri, dergileri sayfa sayfa zayıflama diyetleri, şişmanlığın tehlikeleri bir yanda. Öte yanda “Ne kadar za- yıf, o kadar güzel” haberleri, adeta bir deri bir kemik kadın görüntülerine övgüler… Gözden kaçan küçük haberler, “Yediklerini kusarak formunu koruyormuş” yazan ve alnn- da bir diyet listesi, bir diyet ürün reklamı, koca bir manşet: ŞİŞMANLIK KÖTÜDÜR, SAĞLIKLI VE HEMEN ZA- YIFLAYIN”. Evet, şişmanlık gerçekten kötüdür ve hastalık olabilir. Peki ya zayıflık hastalık olabilir mi? “Bedeninizin başkaları tarafından nasıl görüldüğü” sorusunun ön planda olduğu ergenlik dönemindeyseniz, günün modası zayıf kadınsa, aç- 108tığınız her yerde zayıf mankenler görüyorsanız, hele hele te- levizyon seyrederken, o zayıf mankenlerin çok beğenildiği- ni gözlüyorsanız; zayıflık bir hastalık haline gelebilir. Tüm bunlar, anne-çocuk ilişkisinde sorun, bağımsız olma isteği, kendi bedenini kontrol altına alma gibi psikolojik etkenler- le birleşince ortaya tedavisi zor, sonucu pek de hoş olma- yan bir şekilde zayıflık, anoreksiya nervoza hastalığı olarak belirebilir. Nedir anoreksiya nervoza? Yaş ve boy uzunluğu için olağan sayılan en az kiloda bu- lunmasına karşın, kilo almaktan ve şişman olmaktan aşırı korkmadır. Beden görüntüsünü doğru değerlendiremeyip, daha zayıf olmak için yemek kısıtlama, aşırı egzersiz yapma, yediklerini isteyerek çıkarma (parmakla, ilaç kullanarak vb) durumudur. Daha çok zamanımızın hastalığı olarak belir- miştir. Beslenme bozukluğu ve intiharlar nedeniyle ölüm- ler olmaktadır. Daha çok genç kız ve kadın hastalığıdır. Er- keklerde az görülür. Arada tıkınırcasına yeme süreçleri ol- duğu zaman hastalığın adı “bulimia nervoza” olarak belir- lenir. Bu gençler genellikle bağımlı, mükemmeliyetçi genç- lerdir. Başarılı, ailenin beklentilerine iyi yanıt veren uyum- lu çocuklardır. Nasıl tanırız? Daha önce şişman olsa bile, artık normal, hatta normal- den zayıf görünen biri, hâlâ şişman olduğunu ve zayıflama- sı gerektiğini söylüyorsa bir daha düşünmeli. Hele bu kişi15-25 yaş arasındaysa, yeme düzeni bize garip geliyorsa dik- katimiz artmalı. Bu hastaların kendiliklerinden doktora gitmeleri nadir- dir. Çoğu kez aşırı güç kaybı,

duyguların rengi

duyguların rengi

25 Mayıs 2013

duyguların rengi Şizofreni, hakkında yanlış bilgilerin çok olduğıı, bu ne- denle kimi zaman korkulan, kimi zaman hakaret kelimesi olarak kullanılan, aslında diğer hastalıklar gibi olan bir be- yin hastalığıdır. ‘Akıl Oyunları’ adlı filmle bir kez daha gündeme gelen, film nedeniyle biraz daha anlaşılan ama aynı zamanda tüm şizofrenlerin aşırı zeki, hatta dahi olduk- ları gibi yanlış bir bilgiyi de taşımaya başlayan bir sorun. Aslında şizofreni, düşünme, duygu ve davranışlarda bo- zukluklarla giden, insanın içe kapanarak, kendine ait bir dünyada yaşadığı, gerçeklerden ve insanlar arası ilişkiler- den uzaklaştığı bir hastalıktır. Genellikle genç yaşlarda (1 5 ila 25) başlamakla birlikte, daha geç yaşlarda da olabilir.Çok nadir olmayan bu hastalık, ne kadar erken yaşta baş- larsa yarattığı harabiyet o kadar fazladır. Nedenler Kesin neden bilinmemektedir. Ailede şizofren olması riski arttırır. Uzak akrabalarda olması ise daha düşük bir risktir. Genel olarak biyokimyasal etkenler önemlidir. Bi- yolojik yatkınlığı olan kişilerde, toplumsal ve çevresel olay- ların etkisiyle ortaya çıkar. Başlamasına ilişkin yanlış ina- nışlar vardır. Özellikle bazı yerlerde ‘kara sevdaya’ yakalan- manın, bazen de aşırı dayak yeme ya da benzer sıkıntıların şizofreniye neden olduğu düşünülür. Oysa bu tür stresler, sadece biyolojik yatkınlığı olan kişilerde hastalığın ortaya çıkmasına neden olurlar. Alevlenme dönemi dışında has- talar evlenebilir. Neler olabilir? Genel olarak çevreye ilgisizlik vardır. Konuşmada dağı- nıklık, kendine özgü anlamı olan kelimelerle, içerik olarak garip gelen konuşmalar, anlamsızlıklar, mantıksızlıklar ola- bilir. Duygularda azalma, tepkisizlik, dışa vurumda sorun- lar olur. Hareketlerde de bazı değişiklikler gözlenir. Dur- gunluktan aşırı hareketliliğe giden bozukluklar olabilir. Ba- zen sadece garip yüz hareketleri, tekrarlayan bazı hareket- ler, bazen de saldırgan davranışlar gözlenebilir. Algı ve düşünce bozuklukları şizofrenide önemlidir. Dikkatin çabuk dağılması yanında, önemli algı bozuklukla- rı olur. Bunlar halüsinasyonlar (varsanılar) ve illüzyonlara(yanılsamalar) neden olur. Yanılsama dışardan gelen uya- ranın yanlış algılanmasıdır. Karanlıkta çoğumuz uçuşan perdeyi başka bir şey gibi algılayabiliriz. Ama şizofrenide al- gılanan

Türk erkeğinin romantizm şifresi

Türk erkeğinin romantizm şifresi

24 Mayıs 2013

Türk erkeğinin romantizm şifresi Müjdeler olsun! Tarihin en büyük romantik jestleri açık- lanmış. “Al sana bir kaya, nereye dayarsan daya” şekli… Biz iki “aşkım”lı SMS üstü bir tutam saç okşanmasına göbek atarken, bakın ünlü kısmisi manitalarına neler yapmış… Ben Affleck, Jennifer Lopez’e yüz beş bin dolarlık taşlı otu- rak almış. (Abartsaymış!) Sevgilisi lüks içinde şeetsinmiş! Victoria Beckham, kocası David Beckham’a elli bin dolarlık özel parfüm yaptırmış. (David’e canımız feda!) Eric Clap- ton, arkadaşı George Harrison’ın karısına âşık olmuş. Leyla ve Mecnun’dan esinlenerek ona “Layla” şarkısını yazmış. Ve en bombası; John Hammes karışma, ev işleri kolaylaşsın diye çöp öğütücüsü icat etmiş. Ey kızlar! Sevgilinizin yaptı- ğı en romantik hareket neydi? Soranm size. Biiipü! Düşün- dünüz ve kaybettiniz. Bizimkiler icat etse etse gol sayma makinesi icat ederler. Doğum günlerinde, evlilik yıldönüm- lerinde, Sevgililer Günü’nde falan, şanslıysaruz bir buket çi- çek sardınverirler. Ayrıca bunların doğum gününüzde bilgi- sayar, yılbaşında da printer alanları çoğunluktadır. Yine kendilerine yani… Ya da şakır şukur hazırlandığınız evlilik yıldönümünüzde, kırmızı kurdeleye sarılmış üçlü teflon ta- va setini elinize sıkıştınverirler. “Bu üçlü tava setini şimdi mi kafana yemek istersin, yoksa sabaha mı kocacıııım?” Özel doğum günü makyajı yapsanız, “Bu ne Petek Dinçöz hali, çok abartmışsın” çeker. Siz şık şıkıdım yemeğe çıkma- yı bekleyip durmadan rujunuzu tazelerken, o üstte gömlek altta don ikinci lig maçı izler, sizi deli eder. Ne jesti? Ne ro- mantizmi? Boşuna beklentiye girmeyin, elalemin romantikhareketlerine özenmeyin. En azından uluslararası düzeyd hani. Ha, çok mu canınız çekti, o zaman işte size Türk eı keğinin romantizm şifresi: Yurdum erkeğinin gizli şeker mi sali gizli romantizmi vardır. Artın, Türk erkeğinin romantiz mi boğazdan geçer! Sevgilinizin romantik olup olmadığın anlamak için hemen kebapçıya gidin. Önce sizin sevdiğini: mezeyi ısmarlıyorsa… Lahmacunu siz “a” demeden acısi/ söylüyorsa… Siz sarımsak yemeden ağzına sarımsak koy- muyorsa… O erkek romantiktir! Sonraaa, yaptığınız vıcık vıcık kısın başım

Kadınların sen nasıl istersen tatlım iktidarı

Kadınların “sen nasıl istersen tatlım” iktidarı

24 Mayıs 2013

Kadınların “sen nasıl istersen tatlım” iktidarı Bu kadınları çöz çözebilirsen… Huyumuz kurusun, lafı dolandırmadan rahat edemeyiz. Öyle pat diye, küt diye is- teklerimizi söyleyemeyiz işte. Bu bir ev de olabilir, akşama akrabalara misafirliğe gitmek ya da gezmekten nefret eden bir abiyi dört gece beş gün haldır haldır İtalya turuna gö- türmek de… Yeter ki konuya doğrudan girmeyelim. Nasıl mı? Misal, akşam yemeğe çıkacaksınız ve sevgilinize nere- ye gitmek istediğini sordunuz. Kadının ilk cevabı yüzde doksan “Bana fark etmez, sen bilirsin” olacaktır. Pek tabii ki bir kadına herhangi bir şeyin “fark etmemesi” külliyen yalandır, dolandır. Nereye gitsek? Ey erkek kişi, eğer bu cevabın altında kalırsan üç vakte kadar sana surat asma, offflama hatta hatta “Sen beni sev- miyosuuaaan” olarak geri dönecektir. Şimdi kadın “Fark et- mez” buyurdu ya, zavallı adam da mesela “Kebapçıya gide- lim o zaman,” der. Kadından cevap: “Ayyy, çok kokanz şim- di.” Erkek: “Peki pizzacıya gidelim?” Kadın yüzünü buruş- turarak: “istiyorsan gidelim de, şimdi gece gece hamur ye- mesek?” Erkek hafif sinirlenerek: “Balıkçı?” Kadın: “Daha geçen gece annemlerle yedim.” Ve erkek tam tabirle tırla- tır: “O zaman söylesene nereye gitmek istediğini!” Sonuç; erkek sinirlenir ve sonunda herhangi bir yere gidilir ve bü- tün gece kadın surat asar, yemeği beğenmez. Ya da bin birtartışmadan sonra nihayet kadın sabahtan beri gitmek iste- diği yeri söyleyiverir ve mutlu mesut yemek yenir. E be ka- dın, başından söylesene ne istediğini, değil mi? Değil! Ay, kadın dediğin istediğini peşin peşin söyler mi hiç? Neden? Pek değerli kaynağıma göre (Why Men Lie And Women Cry/ Allan-Barbara Pease), kadınların isteklerini ipuçlany- la, dolaylı yoldan dillendirmeleri ve size dekoder muamele- si etmelerinin sebebi anlaşmazlıktan, çatışmaktan, boş ye- re tartışmaktan uzak durmak ve esas olarak dominant gö- zükmekten kaçınmakmış. Erkeğin alanına bulaşmak iste- miyoruz yani… Al sana tuzak! Bence bu bir tür hastalık. Kendi isteğini erkeğin isteğiy-

Aşkın Oluşma Evresi

Aşkın Oluşma Evresi

24 Mayıs 2013

Aşkın Oluşma Evresi İlk 3 ayda oluşur, sonra 12 ay aşk yaşanır. Oluşma Evresi: Bu evre için sizin dışınızda gelişen şartlar meydana gelir. Ama bunu siz tasarlayamazsınız. Yani, akşam iş yemeğinde inşallah birine âşık olurum demekle olmuyor. Siz bilincinizle istediğiniz kadar ortam yaratın olmuyor. Oluşum evresi bu nedenle insanın kontrolünde değil. Eğer öyle olsaydı her insan kendi egosuyla şartları oluşturur ve sonuçta yalnız kalırdı. Yani secret, kuantum gibi tam anlayamadığım öğretilerle aşkın oluşma evresi programlanamaz. İnsan somut hayatı- nı, evini, arabasını, kariyerini dizayn edebilir. Hatta hedef haline getirip mücadele de edebilir. Ama aşk için bu geçerlideğildir. Odanızın duvarlarına âşık olmak istediğiniz kişile- rin ya da o özellikleri taşıyanların resimlerini koyup sabah akşam bakmakla olmuyor. Şunu bilin ki zaten bilinç dışımızda bu kodlar var. Bu nasıl bir egoysa onu bile biz yapmak istiyoruz. Olmaz, olamaz, çünkü insana yetmez. Belki bir toplantıya yetişmek için aceleyle metroya koştu- rurken, belki bir arkadaşımıza oturmaya gittiğinizde, belki mezuniyet gecelerinde, belki de hüngür hüngür ağlayarak yalnızlığınızla gezerken çıkar karşınıza. Mekân, zaman ve olay kendiliğinden oluşur. Ve bir yerlerde onu ilk gördüğü- nüz an zihninize bir kanca takılır. Artık içinizdedir. îşte ilk aşama, hoşlanma başlamıştır. Hoş geldin der yeni dünya. O ana kadar bedenindeki eski ruhu sıyırırsın yavaş yavaş. Deri soyulur gibi. Zihnin de bedeninden kurtulur. Hoşlanmadan sonra uzaklaşır bedenler. Herkes kendi evinde kancalarıyla kalır. Başlar akıl oyunları, zihnin egzer- sizleri, zannetme aktiviteleri. İçinde devleşen meraklarla ka- lırsın küçücük kendinle. Hoşlanma aşamasında hoşlandığımız kişinin tavırları, beden dili ve enerjisine dikkat kesilirsiniz. Her bir hareketi- nin sende bir anlamı oluşur. Görüşmeler sıklaşırsa oluşma evresinin yoğunluğu artar. Buluştuğunuz yerler önemli, konuştuklarınız değerli olmaya başlar. Her iki taraf da kendi zihninde karşı tarafın duymayacağı sorular sorar: Acaba mı? Olur mu? Gerçekten o mu? Yanıtlar evet oldukça eminlik artmaya başlar. İlk aşamada tavırlarını sevdiğiniz kişinin buluşmalar art-tıkça içini de sevmeye başlarsınız.

ALDATMA ,4

ALDATMA ,4

15 Mayıs 2013

ALDATMA ,3 çıktıkları o gençlik günlerini hatırlatan yerler onlara ne kadar yol aldıklarını, bunu mutlulukla, hiçbir şeyden utanmak zorunda kalmadan yaptıklarını gösteriyordu. Birçoklarının aksine başarı, onlara utançla değil övünçle gelmiş, uzaklaşan gençliğin yerine gururla koyacakları büyük bireysel zaferler kazandırmıştı. Yıllar boşuna geçmemişti, bunu görmekten, bunu hatırlamaktan, bunu birlikte el ele yaptıklarını fark etmekten hoşlanıyorlardı. Aydan, terasın eskimiş tahta parmaklığına yaslanıp, berrak suyun içinde sürüler halinde telaşla bir yerlerden bir yerlere giden, aniden keskin dönüşler yapan küçük balıklara, suyun içinde kırılarak parlak çizgiler çizen güneş ışıklarının vurduğu dipteki yassı taşlara bakarken, Halûk yemekleri ısmarladı. Aydan başını kaldırdığında Halûk’un yüzündeki ifadeden önemli bir şey söyleyeceğini anladı. Halûk önce masadaki sepetten bir dilim ekmek aldı, bir parçasını kopanp ağzına attı, Aydan sabırla onun konuşmasını bekliyordu. Böyle zamanlarda beklemek gerektiğini öğrenmişti. Sonunda Halûk sanki kendisi için hiç de önemi olmayan bir şeyden söz eder gibi sakin bir sesle konuştu: — Başhekim ayrılıyor. Aydan sesini çıkarmadan bekledi. — Yerine beni düşünüyorlar. Aydan bu sefer dayanamayıp heyecanla sordu: — Başka kim var? Halûk gülümsedi. — Kardiyolojiden T^nk Pınargil. Bir sessizlik oldu, ancak bir karı kocanın birbirine bakabileceği gibi, birbirlerinin duygularını an- layarak, paylaşarak, aynı tedirginliği ve aynı isteği duyarak baktılar. Halûk’un adını söylediği doktor, hastanenin yıl-dızlarındandı, Halûk nöroloji bölümü için neyse o da kardiyoloji için oydu, üstelik Halûk’tan farklı olarak Amerika’nın en ünlü okullarından birinden mezundu ve babası da çok ünlü bir doktordu. Bir süre sustular. İkisi de başarılı bütün insanlar gibi gerçek bir başarıyla karşılaştıklarında saygı göstermeyi, başarının kolay elde edilir bir şey olmadığını öğrenmişlerdi. Gerçekten başarılı bir insana saygı göstermek, onun hakkını vermek, kendi başarılarına da saygı göstermek, kendi haklarını da korumak anlamına geliyordu. Aydan usulca, “Ama sen daha eskisin hastanede,” dedi. Halûk yeniden gülümsedi. — Aslında benim şansım daha fazla. Sonra karısının yüzüne baktı. — Ama karar veremiyorum… Başhekim olursam artık ameliyatlara girmeye

ALDATMAK 2

ALDATMAK 2

15 Mayıs 2013

ALDATMAK 2 Halûk’a, “Hazırlan artık istersen, annem bekler,” demesi, yemekleri buzdolabına yerleştirmesi, üstüne ne giyeceğini düşünmesi, oyalanan kocasına alışılmış bir biçimde içinden hafifçe kızması, evinin gizli hâkimi olduğunu hissetmesi, pencerelerden görünen ilkyaz güneşinin ışıklarının halıya düşmesi, bütün bunlar, bu minicik, önemsiz ayrıntılar bir araya geldiklerinde güçlü bir sığınak oluşturuyorlardı onun için. Biraz önce hissettiği utancı, aşağılanmayı, hatta adamın küstahlığına duyduğu kızgınlığı unuttu. Duygularını inciten bir görüntü günlük hayatın ıvır zıvırı altına bir daha çıkarılmamak üzere gömüldü. Eğer, kendi haline bırakılsaydı bir daha o adamı belki hatırlamayacaktı bile. Hep birlikte evden çıktılar. Geniş caddenin köşesindeki trafik ışıklarında durduklarında, kirli yüzlü, yırtık fanilalı, tozlu saçlı bir çocuk kalabalığı yoksulluktan arsızlaşmış gözleriyle bulanık bir su gibi dalgalanarak arabanın çevresine üşüştü, ellerindeki paçavralarla pencereleri silmeye çalışıyorlar, bir yandan da verileceğini sandıkları parayı kapabilmek için kemikli, sıska dirsek-leriyle birbirlerini itiyorlardı. Hayata yenik başlamışlar, asla üstesinden gelemeyecekleri o yenilginin içinde çocukluklarını bile yitirmişlerdi. Yoksullukları da, arsızlıkları da iç acıtıcıydı. Halûk, çevresinde kaynaşan o zavallı çocuk kalabalığını görmüyormuş gibi gözlerini yola dikmiş dümdüz bakarak yeşil ışığın yanmasını bekliyordu. Aydan, birisini arar gibi çocuklara bakarken, biraz ilerde duran mavi gözlü küçük kızı gördü, kirden kararmış yanaklarında biraz önce ağladığını gösteren ince, beyaz izler görülüyordu. Öbür çocukların arasına katılmamıştı, bir direğe dayanmış duruyor- du, ya utanıyordu dilenmeye ya da onlarla boğuşacak gücü yoktu. Minicik sıska yüzünde olduğundan da büyük görünen iri gözleri dargın bakıyordu. Aydan kıza eliyle gelmesini işaret etti. Acıklı bir telaşla koşarak geldi küçük kız. Çantasından çıkardığı parayı verdi. Halûk, başını çevirmeden yan gözle bakmıştı verdiği paraya. Kız, parayı alıp şaşkın ve sevinçli bir bakışla uzaklaşırken, Halûk gözlerini ışıklardan ayırmadan, “Senin içini rahatlatmaktan başka ne işe yanyor verdiğin para?” demişti. Bazen böyle önemsiz cümleler Aydan’ın içinde, çabucak geçeceğini deneyimleriyle bildiği, küçük öfke çalkantıları yaratıyordu. Onu kızdıran söylenen sözler değildi; asla açıklayamayacağı, kimseye söyleyemeyeceği gizli bir duygusunun bir

SEXS VE HAMİLELİK -1-

05 Nisan 2013

-1- Neredeyse yeni hmile kalan tüm kadınlar eşleriyle birlikte aynı soruca bana bana ve benim yanıtım hiç değişmez: “Evet, seks yvpmaya devam edebilirsiniz. Kesinlikle güvenlidir ve bebeğniz incinmez. Aslında, her ikiniz de isterseniz, bazı araştnmalar tatmin edici bir seksin hamileliğe iyi geldiğini gösterniştir.” Seks yaşamına hamilelikle son bulmaz. Ama değişebilir. Hamilelik esnasında, hormon seviyeleriniz dalgalanır, bazen delicedir. Cinsel arzunuzun da dalgalanmasına neden olabilir. Bedeniniz büyüdükçe ve bebeğiniz geliştikçe, kendinizi ve bedeninizi farklı hissedersiniz. Bu da seks hakkında hissettiklerinizi etkileyebilir. Gerçekte cinsel davranış için bir norm yoktur. Her kadın ve her erkek farklıdır. Unutulmaması gereken en önemli şey bedeninizde-ki değişimleri yakından takip etmek, duygularınızı kabul edip onurlandırmaktır. Hamilelik esnasında partnerinizle iletişim kurmak tabii ki çok önemlidir. Kendinizi fiziksel ve duygusal olarak nasıl hissettiğinizden bahsedin ve onun da duygularından bahsetmesini sağlayın. Bu, cinsel bağınızın sizin ve bebeğinizinki kadar sağlıklı olmasına yardım edecektir.   Seks Hakkında Nasıl Hissediyor Olmalısınız?Bazı kadınlar için hamilelik tahrikin azaldığı dönemdir. Hamilelik hormonlarınız devreye girdiğinde, seks yapma arzunuz ve ilginiz artabilir. Hamileliğin aşamasına bağlı olarak, bedeninizdeki değişimler kendinizi seksi ve erotik hissettirebilir. Gelişen bedeninizi, göğüslerinizi ve geniş yeni kıvrımlarınızı sevebilirsiniz. Doğum kontrol konusunda kaygı duymamak da heyecan katabilir. Partnerinizle seks yapmak, özellikle hamile bedeninizin görüntüsü onu heyecanlandırıra, oldukça tatmin edici olabilir ve her ikinize de bebek gelmeden önce bağınızı güçlendirme, samimiyeti ve hazzı paylaşma fırsatı verebilir. Başka kadınlar ise hormonsal dalgalanmalarına ve be-denlerindeki değişimlere farklı tepki verirler. Çok sık seks yapmaktan hoşlanmayabilir ve hatta hiç seks yapmak istemeyebilirsiniz. Özellikle en çok ilk ve son üç aylık dönemde çok rahatsız edici olabilir ya da orgazma ulaşmakta zorluk yaşayabilirsiniz. Bedeninizin görüntüsünden ve hissettiklerinizden hoşlanmayabilirsiniz. Partneriniz de dahil olmak üzere insanlar ne kadar güzel olduğunuzu söylese de bunu hissedemeyebilirsiniz. Kendinizi fazla şişman ve içinizde büyüyen yaşamın altında eziliyor hissedebilirsiniz. Kaygılı ve stresli olabilirsiniz, özellikle ilk çocuğunuza hamileyseniz ve ne beklemeniz gerektiğinden tam

DAHA GÜVENLİ SEKS -5-

04 Nisan 2013

DAHA GÜVENLİ SEKS  -5- Nasıl tedavi edilir? Genital herpes enfeksiyonunun tedavisi yoktur. Yine de yaranın süresini azaltabilen ve daha kısa zamanda kendinizi iyi hissettirebilen ilaçlar vardır. Doktorunuz 5 ila 10 günlük günde 2 ila 5 kez alınacak hap verebilir. Tedavili ya da tedavisiz, lezyonlara sebep olan uçuklar geçer ama virüs vücudunuzda kalır. Sessizce bekleyeceği sinir uçlarından sinir uçlarına dolaşır. Bir süre sonra tekrar o sinir ucuna geri dönebilir ve herpes enfeksiyonunu, tekrarlayabilir. Kimse tekrar oluşmasının sebebini bilmemektedir. Herkesin uçuk deneyimi farklıdır. Çok sık uçuklayabilirsiniz ya da bir seferden sonra bir daha asla genital lezyonunuz olmayabilir. Çoğu kadın duygusal ya da fiziksel stresin daha çok uçuk yarasına sebep olduğunu fark etmiştir. Bu nedenle, size sağlıklı beslenme düzeni, egzersiz ve stresi azaltacak bir yaşam stili tavsiye ediyorum. Uçuk belirtisini fark ettiğinizde hemen anti-viral ilaca başlanmalıdır. Sık sık uçukluyorsanız (yılda altı ya da daha fazla olursa) doktorunuz bu sayıyı azaltmak için bir yıl ya da daha fazla sürede her gün antiviral ilaç kullanmanızı önerebilir. Zamanla, daha az ve daha hafif yaralarınız olacaktır. Cinsel hayatı nasıl etkiler? Herpes enfeksyion teşhisi konması tedirgin edici olabilir. Kızgınlık, kafa karışıklığı ve korku duyabilirsiniz. Seks arzunuz aniden düşüşe geçebilir. Başkalarına da virüs bulaştırma korkusu seksten tam olarak zevk almanızı engelleyebilir. Uçuklarla ve bedeninizin bu enfeksiyona nasıl tepki verdiğiyle ilgili öğrenebildiğiniz her şeyi öğrenin, ki uçuğunuz olsa bile yine şahane bir cinsel yaşamınız olabilsin. Herpesinizi tanıdıktan sonra izlenmesi basit ve kolay kurallar vardır. Aktif lezyonunuz varken, seks yapmamalısınız, kondomla bile. Bedeninizin enfeksiyona nasıl tepki verdiğini anladıkça, uçuğun çıkacağı yerde sızı, kaşıntı ya da yanma gibi semptomlarınızın olduğunu fark edebilirsiniz; böyle bir durumda virüsü bulaştırabilirsiniz ve kondomla bile seks yapmamalısınız. Semptomlarınız yokken bile virüs bulaştırma riskiniz vardır ama çok küçük bir risktir. Kondom kullanmak enfeksiyonu partnerinize bulaştırma riskini azlatır. Yeni partnerinizle birlikte olmadan önce herpes enfeksiyonunuzdan bahsedin. Herpes çok yaygın

DAHA GÜVENLİ SEKS -4-

04 Nisan 2013

DAHA GÜVENLİ SEKS  -4- Cinsel hayatı nasıl etkiler? Erken teşhis edildiği takdire kolayca tedavi edilip iyileş-tirilebilir. İlerideki partnerlerinize başarılı derecede tedavi edildiğinizi söylemenize gerek yok. Seks esnasında kondom ya da diğer bariyer yöntemlerini kullanmak sizi enfeksiyondan korur. Gonore Serviksinizi, boğazınızı, rektumunuzu ve uretranızı etkileyebilen Neisseria gonore adlı bakteriden kaynaklanır. Nasıl bulaşır? Enfeksiyonlu bir partnerle vajinal, anal ya da oral seks yaptığınızda bulaşır. Bakteri, enfeksiyonlu erkeğin uretrasın-da bulunur ve seks esnasında ersuyuyla ağzınıza, uretranıza, serviksinize ve anüsünüze bulaşabilir. Erkek ve kacüın kon-domları, diyaframlar, servikal başlıklar ve tamponlar gonore enfeksiyon riskini azaltır. Nasıl teşhis konur? Gonore olan çoğu kadında semptomlar görünmez. Semptomları olanlar da sarı vajinal bir akıntı, vulvada yanma ve ağrı, işerken yanma, seks esnasında ağrı veya kanama, boğaz ağrısı, enfeksiyonlu partnerle temastan yaklaşık on gün sonra ara kanama fark edecektir. Doktorunuz serviksi-nizden, boğazınızdan veya anüsünüzden kültür alarak teşhis edebilir. Bazı doktorlar yıllık pelvik muayenede ve yeni bir cinsel ilişkiye başladıktan sonra rutin olarak gonore kültür testi yapmaz. Bu yüzden partneriniz işediğinde yanma ya da penisinden gelen bir akıntıdan şikayetçiyse, doktorunuzdan bir kültür testi isteyin. 272 Nasıl tedavi edilir? Gonore enfeksiyonları kolayca antibiyotiklerle tedavi edilir. Doktorunuz iğne, hap ya da her ikisini de önerebilir. Çünkü chlamydia genellikle gonorede bulunur. Aynı anda ikisinin de tedavi edilmesi gerekir. Son cinsel partneriniz ve 60 gün öncesine kadar olan tüm cinsel partnerlerinizin bilgilendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Partneriniz tedavi görene kadar ve sonraki kültür testlerinde negatif sonuç alıncaya kadar seks yapmayın. Tedavi edilmezse, gonore pelvik inflamatuar hastalığına, fallop tüplerinizin zarar görmesine, dış gebeliğe, kısırlığa, kronik pelvik ağrısına ve sekste ağrıya neden olabilir. Cinsel hayatı nasıl etkiler? Gccunore erken teşhis edildiğinde kolayca tedavi edilir ve iyileştimilir. Başarılı bir şekilde tedavi olduktan sonra gelecekteki) partnerlerinize bundan bahsetmenize gerek yoktur. Cinsel Hayatınızın sorumluluğunu almak ve güvenli seksi tercih etftnek yeniden normal, sağlıklı bir cinsel yaşama başlamanızı ı! kolaylaştırır.

Sayfa 4 of 11 1 2 3 4 5 6 11

sponsorlu bağlantılar